DOĞAN ÇELİK ,''KOPUK TÜRKİYE-LİBYA İLİŞKİLERİNİ BEN BAŞLATTIM, HÜKÜMETİMİZ SAHİP ÇIKTI''

Büyük Avrasya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Çelik'ten gündeme dair çarpıcı açıklamalar...

DOĞAN ÇELİK ,''KOPUK TÜRKİYE-LİBYA İLİŞKİLERİNİ BEN BAŞLATTIM, HÜKÜMETİMİZ SAHİP ÇIKTI''
20 Eylül 2021 - 21:10 - Güncelleme: 20 Eylül 2021 - 21:31

Türkiye’nin dış ilişkilerinde temasa geçtiği ülkelere yaptığı yatırım ve istikşafi temaslarla adından sıkça söz ettiren Büyük Avrasya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Çelik, www.avrasyagundemi.com'a özel açıklamalarda bulundu.

Açıklama yok.

Amacının ekonomi kazanımdan çok, Türkiye’nin dış ilişkilerine destek vermek ve ülke çıkarlarını düşünmek olduğunun altını çizen Çelik, “ Şehit ailesinin bir ferdi ve şehit kardeşi olarak, yapmış olduğum tüm hamlelerde tek gayem ülkemin çıkarlarıdır” dedi.

Daha önce yaşanan bazı stratejik hatalar sebebiyle uzun zamandan beri rafa kaldırılan ve ilişkileri kopuk olan Türkiye-Libya ilişkilerinin yeniden oluşmasıyla dönenim Libya Devlet Başkan Yardımcısı Ahmet Maynık ile bir araya gelen Büyük Avrasya Holding Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Çelik, iki ülkenin arasındaki sorunların çözülmesi ve eski dostluklara ulaşılması yönünde uzlaş sağlayacak sıcak bir temas sağlamıştı.

Çelik, Maynık görüşmesi sonrası, iki ülkenin arasında iş birliği ve karşılıklı kalkınma hamleleri planlanmıştı.

Yine 24 Kasım 2015 tarihinde düşürülen Rus uçağı sonrası yaşanan Türk-Rus krizinde her iki ülkenin bir araya gelmesinde çok önemli bir rol alan Çelik, Türkiye’nin Uluslararası ilişkilerde bağlantısı kopuk ülkelerle ilişkilerinin iyileşmesindeki rolünü ve amacını anlattı. 

www.avrasyagundemi.com' özel açıklamalarda bulunan Çelik, amacının altında ekonomi çıkar olmadığını, tüm gayesinin ülke çıkarları olduğuna vurgu yaptı.

 

DAVUTOĞLU’NUN YANLIŞ POLİTİKASI LİBYA VE RUSYA İLİŞKİLERİMİZE ZARAR VERDİ

Özellikle Kaddafi’nin devrilmesinden sonra Davutoğlu’nun Başbakanlığı dönenimde çok yanlış stratejiler izlendi. Bu izlenen yanlış stratejiler sonunda maalesef Libya ile tüm irtibatlarımız koptu.

Biz o dönemde yanlış kişileri destekleyerek, yanlış kişilere para ve silah verdik ve bizim daha sonra para ve silah verdiğimiz kişiler terörist ilan edildiler.

Biz Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak sanki o dönemde Libya’daki teröristleri besliyormuşuz ya da onları destekliyormuşuz durumu düştü Uluslararası arenaya.

Daha sonra yapmış olduğumuz bu yanlış stratejiden sonra Birleşmiş Milletler (BM) ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) kabul ettiği Ulusal Milli mutabakat hükümeti maalesef bizimle irtibat kurmak istemedi, aramızda her hangi bir diyalog gelişmedi.”

Açıklama yok.

İLK DİYALOG LİBYA’YLA…

2017 yılında ben kendi ekibimle yaptığımız çalışmalar sonucunda Libya’yla irtibatlar kurduk. Dönemin Başbakanı Ahmet Maytık ile dostluklar geliştirdik, yine dönenim Libya Devlet Başkanı Fayiz Es-Serrac ile ciddi dostluklar geliştirdik.

Davet ettik, karşılıklı gittik ve geldik.

Son olarak kendilerini hükümetimiz ile bir araya getirdik.

Hükümet üyeleri ile tanıştırdık.

Daha sonra ilişkileri geliştirerek ticari faaliyetlerde bulunduk.

Sonra Devletimiz tarafından da bir takım irtibatlar kuruldu.

Geçmişte kaybettiğimiz dostlukları geri kazandık. Bu için geldiğimiz noktada ülkemiz için Libya, hem ekonomik açıdan hem de stratejik açıdan en iyi faydalanabileceğimiz ülkedir. Dünya’da global bir kriz var.

Şimdi ele aldığımızda yıllık Libya’dan çıkan petrol sadece Milli Mutabakatın elindeki petrol 68 milyar dolar. Bu yerinde çıkan ham petrol fiyatıdır.

Bu dışarı çıktığında çarpı ikidir. Neden Amerika, Almanya, Fransa ve İngiltere orada, çünkü herkes bu petrolden pay alıyordu.

Maalesef bizim tarihe dayalı dostluklarımız olmasına rağmen, biz Libya’dan bir pay almıyorduk.

Zira geliştirdiğimiz bu ilişkiler üzerine bugün pay alıyoruz.

Çünkü biz Libya’ya hem asker gönderdik, ciddi anlamda Libya ordusunu eğitiyoruz, geliştiriyoruz. Destek alıyoruz. İş adamlarımız orada ciddi anlamda yatırım yapıp, iş yapmaya başladı.

Bizim için Libya bir Kıbrıs gibi oldu.

Bugün ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik krizden kurtulmanın en hızlı aşmanın yolu bize Libya’dan hızlı bir şekilde akacak paradır.

Tabi bunun bir takım farklı yolları da var.

Bugün biz Libya’ya ciddi anlamda askeri mühimmat ihraç ediyoruz. Savunma sanayi ile ilgili ihracatımız var.

 

Libya’da istikrar istemeyen bir takım kaostan beslenen çok uluslu ülkeler oradaki çıkarların kesilmesini istemiyorlar.

Amerika ciddi anlamda Libya’ya dolar veriyor.

Petrolünü satın alıyor.

Kağıdı boyayıp dolar diye veriyor.

Yine o dolara ambargo koyuyor ve diyor ki, ‘Ey Libya ben sana doları verdim ama istediğin yere harcayamazsın, istediğin yere kullanamazsın, benim sana uygun gördüğüm yere verebilirsin’ ya da ‘Bir şey lazımsa bana söylersin, ben sana satarım, o doları senden geri alırım’ yani aslında bu çok uluslu güçler, orayı resmen işgal etmişler, gasp ediyorlar.

Bizim oraya girmemizle bir takım şeyler değişti.

Mavi vatan dediğimiz dengeler değişti, Akdeniz’de gücümüz arttı.

Kısaca artık Libya bizim arka bahçemiz ve uydumuz gibi oldu.

Bunu ileride çok iyi değerlendirirsek, Türkiye Cumhuriyeti için inanılmaz bir fırsattır.” Dedi.

KOPUK TÜRKİYE-LİBYA İLİŞKİLERİNİ BEN BAŞLATTIM, HÜKÜMETİMİZ SAHİP ÇIKTI

Aslında önceleri hükümet Libya’ya çok girme taraftarı değildi, çünkü Libya, savaş bataklığına dönmüştü.

Bir sürü çok uluslu hakim güçler vardı.

Hükümet artık Libya’yı gündeminden çıkarmıştı, Libya’da bir varlık göstermek istemiyordu. Birkaç kez hükümetle yaptığımız istişarelerde de hükümetin olumsuz düşünceleri vardı. Ama benim şahsın olarak bu konuda ciddi bir iradem vardı.

Önce ben başlattım, sonrasında ilişikler iyi yönde gelişince hükümet sahip çıktı.

Daha sonra Hükümetin desteklerini aldık.

 

DAVUTOĞLU TÜRK-RUS İLİŞKİLERİNİ DE BOZDU

Libya ile birlikte Davutoğlu döneminde Rusya ile de ilişkilerimiz bozuldu. Rus uçağının vurulmasından dolayı ciddi anlamda sorun yaşadık.

Ekonomik krize bile sebep oldu o olay.

Özellikle Rusya ile iş yapan şirketler, turizm batma noktasına geldi.

 

O konuda da özelikle Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ve ailesi birlikle çok yakın dostluklarımız vardı.

O dostluklar üzerine hem Sayın Putin ile bire bir, yine yakın dostum olan Putin’in kıymetli Kayınpederi Sayın Marat Kabayev ailesiyle ve yakın çevresiyle çok yakın ilişkiler kurarak ilişkileri düzeltmeye çalıştık.

Açıklama yok.

“TEK GAYEM ÜLKEMİN MENFAATİ İÇİN”

Şimdi dışarıdan bakıldığı zaman esasında biz bunları para kazanmak için yapıyoruz gibi görünse de, bizim bunların temelinde gerçek anlamda devletimize, milletimize özellikle ülkemize faydalı olmak vardır.

Tabi ki, ticarete dönüşebilecek konularda hem biz, hem çevremize ticari alan sağlıyoruz.

Bu ticaretin doğasında var. Ama en önemli temel ilkemizde var olan dostluklarımızı hükümetimizin, ülkemizin ve devletimizin menfaatine kullanmaktır.

Bozulan bir şey varsa, elimizden gelen bir şey varsa tamir etmek, katkı sunmak, daha sonra geliştirdiğimiz ilişkiler üzerine hem kendimize hem iş alanları konusuna faaliyet gösteren iş adamı arkadaşlarımıza ticari alan sağlamak, varsa orada sorunlarına yardımcı olmak aslında temel amacımız budur.”

Açıklama yok.

DARBEYİ AKLINDAN GEÇİRENLER, BUGÜN KENAN EVREN’İN SON DURUMUNA BAKARAK TEKRAR DÜŞÜNMELERİNİ TAVSİYE EDERİM…

Muğla’nın Marmaris ilçesinde 12 Eylül darbesinin mimarı 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in 17 yıl yaşadığı, 1980 darbesini yönettiği “Beyazev” isimli lüks villayı satın alarak, burayı şehit yakınlarıyla gaziler için konuk evi ve demokrasi müzesi yaptıracak olmasıyla adeta son darbeci Kenan Evren’e darbe niteliğindeki hamlesi ile ilgili konuşan Büyük Avrasya Holding Yöneyim Kurulu Doğan Çelik ‘Türkiye’de darbelerin izlerini silmek için bu girişimi yaptık. Bu projemiz ile ilgili de parasal bir amacımız yoktur. Burada amacımız, ben bir şehit kardeşiyim. Amacımız oradaki darbelerin bir kere izlerini silmek, darbelerin yönetildiği yer olarak bilinen ve oranın darbe ile özdeşleşmeyi silmek, hem de darbecilerin geldiği son noktayı dünyaya, ülkemize ve bu işte mağdur olmuş kişilere göstermekti. Esas darbeyi aklından geçirenler, bugün Kenan Evren’in son durumuna bakarak tekrar düşünmelerini tavsiye ederim.

 

Biz darbeci Kenan Evren’e ‘Son Darbe’ diyebileceğimiz bir deyim ile oraya şehit ailelerine, gazi ailelerine ve yakınlarına daha sağlıklı daha sosyal olabilecek bir alan oluşturmak, onlar için konuk evi ve müze haline getiriyoruz. Tamamen bizim amacımız bu.”

 


YORUMLAR

  • 0 Yorum